TÜRKİYE, DÜNYA COĞRAFYASININ TARİHSEL GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ BİR AKTÖR

Philippine Ambassador to Türkiye / Filipinler’in Türkiye Büyükelçisi
Maria Elena Palo Algabre

Türkiye’de de asıl zenginlik misafirperver, arkadaş canlısı, sevecen ve duyarlı Türk insanı… Türkler ve Filipinliler aileye, vatan sevgisine ve dostluğa değer veriyorlar. Her iki halk da diğer ülkelerden gelen ziyaretçilere gönüllerini ve evlerini açıyor, gülümsüyor ve sıcak karşılıyor.

The real wealth in Türkiye is its hospitable, sociable, compassionate, and caring Turkish people. Turks and Filipinos value family, love of country, and friendship. Both our peoples readily smile, welcome, and open our hearts and homes to visitors from other countries

Ne kadar zamandır Türkiye’desiniz? Bu zaman zarfında kişisel deneyiminiz nedir? Türkiye’yi gezme şansınız oldu mu?
Yirmi yıl önce, başka bir ülkede görevli genç bir diplomatken dört arkadaşımla beraber İstanbul’da harika bir hafta geçirmiştim. Arkadaşlarımdan biri Filipinli, diğerleri farklı ülkelerin diplomatlarıydı. O beş arkadaşın ikisinin aynı anda Türkiye’de görev yapacağı o zaman aklımıza gelmemişti. Filipinli diplomat arkadaşım Bay Arvin de Leon 2020 sonundan beri İstanbul’daki Filipinler Başkonsolosluğu’nda Başkonsolosumuz olarak görev yapıyor ve ondan kısa bir sure sonra da ben Filipinler Büyükelçisi olarak Ankara’ya geldim.

Geçen yılın (2021) Haziran ayından itibaren Türkiye ikinci evim oldu. Tıpkı kalıcı evim Filipinler de olduğu gibi, Türkiye’de de asıl zenginlik misafirperver, arkadaş canlısı, sevecen ve duyarlı Türk insanı… Türkler ve Filipinliler aileye, vatan sevgisine ve dostluğa değer veriyorlar. Her iki halk da diğer ülkelerden gelen ziyaretçilere gönüllerini ve evlerini açıyor, gülümsüyor ve sıcak karşılıyor.

Toplumun farklı kesimlerinde yer alan Türklerle yakın ilişkilerde bulunmak, ülke genelinde seyahat etmek ve yerel halkla tanışmak sevgi dolu hallerinin doğal ve gerçek olduğunu anlamamı sağladı.

Şehri daha iyi tanıyabilmek için Ankara’da yürümeyi, özellikle parklara gitmeyi seviyorum. Çankaya’nın sessiz, yeşil sokaklarında dolaşmak veya güzel bir kafede künefe veya dondurma yemek… İstanbul derseniz, her ziyaretimde görülecek ilginç bir şey
buluyorum. Antalya, Kapadokya ve İzmir’in ünlü manzaralarına hayran kaldım. Afyonkarahisar, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep ve Konya şehirlerinin kendine has cazibesi ve çekiciliği var. Yemyeşil dağları, şelaleleri ve gölleriyle Trabzon, Rize, Ayder, Artvin ve
Amasra’dan oluşan Karadeniz, bu yıl yazımı gerçekten güzelleştirdi.

Bütün bu yerleri gezdikten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; Türkiye, muhteşem manzaraları, Avrupa ve Asya’dan halkların, kültürlerin ve medeniyetlerin kavşak noktası olarak şekillendirdiği tarih ve kültürüyle tam bir gezgin sefası.


Ülkeniz ve Türkiye arasındaki tarihi ve çağdaş bağların ve ilişkilerin önemli noktaları nelerdir? İkili fırsatlar nelerdir?

Filipinler, 1949 yılında diplomatik ilişkilerin kurulması ve Dostluk Antlaşması’nın imzalanmasıyla modern Türkiye’nin Güneydoğu Asya’daki en eski diplomatik ortağıdır. 1990 – 1991’de karşılıklı büyükelçilerin atanmasıyla beraber yavaş ama emin adımlarla ilerleyen Filipinler – Türkiye ilişkileri son yıllarda ivme kazandı.

Türkiye’yi ziyaret eden ilk Filipin devlet başkanı olan merhum Cumhurbaşkanı Fidel V. Ramos’un 1995 yılında gerçekleştirdiği ziyarette, ülkelerin kamu ve özel sektörleri arasında ticaret, turizm ve kültür alanlarında beş antlaşma imzalandı. Takiben,
1999’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Filipinler’e yaptığı ziyaret ilişkileri kuvvetlendirdi. Mart 2009’da dönemin Filipinler Dışişleri Bakanı Alberto Romulo Türkiye ziyaretinde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Antlaşması’nın imza töreninde bulundu. Daha sonra Cumhurbaşkanı seçilen, dönemin Filipinler Devlet Başkan Yardımcısı Gloria Macapagal Arroyo da birkaç ay sonra Türkiye’yi ziyaret etti. Tüm bu üst düzey ziyaretlerde, ikili ilişkilerin yasal çerçevesini sağlamlaştıran yeni anlaşmalar imzalandı.

O tarihten itibaren, Filipinler ve Türkiye arasındaki dostane ortaklık çeşitli katılım seviyelerinde devamlı desteklenmektedir. İkili üst düzey ziyaretler, parlamentolar arası ilişkiler, ek antlaşmaların imzalanması, siyasi istişareler, ortak komisyonlar ve çalışma
grupları gibi kurumsal mekanizmaların oluşturulması, küresel zorlukların ele alınmasında iş birliği, ticaret ve yatırımda artış, ticaret ve yatırım misyonları, b2b etkileşimler ve eğitim, kültür ve ev sahipliği konularında insani ilişkiler gibi…

Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 2014 Manila ziyaretinde, iki ülke arasında ticaret ve turizm alanında fırsatlar sunan İkili Hava Hizmetleri Antlaşması imzalandı. Antlaşmayla beraber Türk Hava Yolları’nın direkt Manila uçuşları başladı. Halihazırda,
Türk Hava Yolları – Filipin Hava Yolları ile kod paylaşımı yaparak haftada on kez İstanbul-Manila arası uçuş gerçekleştiriyor. Ayrıca, orta ve güney Filipinlere açılan bir kapı olan Cebu şehrine de ek uçuşlar yapıyor.

Türk vatandaşlarının otuz gün veya daha kısa süreli kalışları için Filipinler’e vizesiz girmelerine izin veriliyor. Buna karşılık, Filipin vatandaşlarına vize verilmesi için Türkiye’nin basit prosedürlerini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu yıl Covid seyahat kısıtlamalarının önemli ölçüde hafiflemesiyle beraber, Filipinler’den Türkiye’ye ve Türkiye’den Filipinler’e gelen turist sayısında artış eğilimi görüyoruz. Bu sayıların pozitif gidişatının, 2020’den önce kaydedilenleri geçmese de benzer sayılara yakın zamanda
ulaşmasını bekliyoruz.

Türk Hava Yolları’nın İstanbul-Manila-İstanbul uçuşları Avrupa’dan Filipinlere tek direkt uçuş olması nedeniyle, seyahatsever Filipinliler kültürü, doğal güzelliği ve şehirlerindeki medeniyet izleriyle Türkiye’yi çekici bir rota olarak görüyor.

Öte yandan; Güneydoğu Asya’da, Pasifik Okyanusu’nda 7.600’den fazla adadan oluşan bir takımada ülkesi olan Filipinler; birçok muhteşem plajı, güneşli havası ve zengin biyoçeşitliliği ile Türk gezginlerine zengin doğal güzelliğini sunuyor. Üstüne üstlük, ülke gerçek bir kültürel karışım olarak biliniyor. Gerçekten de Doğu Batı ile Filipinler’de buluşuyor. Geçmişimiz Malay ve Çin unsurları da barındırıyor. Batı sömürge yönetiminin hakim olduğu uzun yıllar boyunca özellikle Arap tüccar ve tacirlerle temas halinde, hem görünüm hem de kültürel açıdan Doğu ve Batı’nın karışımı eşsiz bir halk ortaya çıktı. Ve gittiğiniz her yerde Filipinlilerin gülümsemesi ve misafirperverliği sizi karşılayacak ve cezbedecek.

Pandemi, çevrimiçi toplantıların iletişimi kolaylaştırabileceğini kanıtlamış olsa da bireyler arası bağlantı hala çok önemli ve ülkelerimiz arası ekonomik ilişkileri geliştirmede daha etkilidir. Ekim 2022’de Türkiye İhracatçılar Meclis’i üyelerinin Manila’yı ziyareti, Filipinler’de en az yüz Türk sermayeli şirketin varlığı ve önümüzdeki yıl Manila’da 2. Filipinler-Türkiye Ortak Ekonomik ve Teknik İşbirliği Komitesi’nin (JETCO) toplanacak olması bizi cesaretlendiriyor. Ek olarak, iki ülkenin savunma alanında iş birliği güçlendikçe ticaret hacminin daha da artması bekleniyor.

2018’de yürürlüğe giren, hükümetler arası projeler üstlenilmesine ve Filipinler Modernizasyon Programı’na Türk savunma teçhizatı ile destek sağlanmasına olanak sağlayan Savunma Sanayii İşbirliği’ne ilişkin MoU ile beraber ikili savunma işbirliği
büyük ilerleme sağladı. 2022 yılının başlarında Filipinler Hava Kuvvetleri için alımı yapılan 6 ATAK helikopterden ilk ikisinin teslimatı yapıldı. Filipinli üst düzey savunma ve askeri yetkililerin Türkiye’ye düzenli ziyaretleri, teknoloji ve yerel becerileri
geliştirme hususları da dahil olmak üzere savunma iş birliğini geliştirme ve genişletme konularında artan ilgiyi ifade ediyor. Ve umuyorum, bahse konu ilgi, Filipinler’in üretim, hizmet, montaj ve sistem geliştirme kabiliyetlerine Türkiye’nin katkısını da kapsar.

Eğitim alanında derinleşen iş birliği, büyük ölçüde Filipinler Yükseköğretim Komisyonu (CHED) ve Türkiye Yükseköğretim Kurulu (YÖK) arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliği Protokolü’nün 2018’de imzalanmasıyla mümkün oldu. İki ülke şu anda “Filipinler ve Türkiye Üniversiteleri Arasında Akademik ve Değişim Programlarının Geliştirilmesi” adlı CHED tarafından finanse edilen bir proje üzerinde çalışıyor.

Filipinler’deki yedi üniversitenin rektör ve yardımcıları başkanlığındaki 21 kişilik üst düzey bir heyet, söz konusu projeyi somutlaştırmak için 7 Türk üniversitesinden meslektaşlarıyla çalışmak üzere Eylül 2022’de Türkiye’ye geldi. Mindanao Devlet Üniversitesi liderliğindeki yedi (7) Filipin üniversitesinin her biri, Ankara Üniversitesi, Kastamonu Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi’ni içeren altı (6) ortak üniversitenin her biri ile bir MoU imzaladı. MoU; ortak araştırma programları, öğretim üyeleri ve öğrenci değişimi, kütüphane kaynaklarının paylaşımı, kısa dönemli eğitim, ikili/ortak derece ve sandviç program gibi izlenecek belirli faaliyetler için bir çerçeve görevi görecek.

Yaklaşık 5000 Filipinli de Türkiye’yi kalıcı olarak ya da belirli bir süre için ikinci evleri olarak görüyor. Türk aileleri, arkadaşları ve işverenleriyle olan sıcak ilişkileri, Filipinler ve Türkiye arasındaki dostluğu pekiştiriyor. Türkiye genelinde çeşitli üniversitelerde bulunan Filipinli öğrencilerin çoğu YÖK veya YTB bursları kapsamında (Yurdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı) eğitimlerini sürdürüyor ve kültürlerin karşılıklı daha iyi anlaşılması için etkili birer kanal oluyorlar.

Toplumlarımız arasında yakın zamanda gerçekleşen ilginç bir yakınlaşma Filipinler’de de artan bir ilginin olduğu futbol vesilesiyle oldu. Türkiye’de Süper Lig’de oynayan Hatayspor, Filipinler’de gerçekleştirilen 2022 Copa Paulino Alcantra Futbol Kupası için, 19 yaş altı kadrosundan üç oyuncuyu Dynamic Herb Cebu Kulübü’ne kiraladı. Ayrıca, Hatayspor ve Dynamic Herb Cebu anlaşması kapsamında Türk Teknik Direktör Mehmet Kakil, Cebu Futbol Kulübü’ne sezon boyunca rehberlik etti.

Aynı zamanda; 2022 ASEAN Futbol Federasyonu Şampiyonası’nı kazanmadan önce Filipinler Kadın Futbol Takımı hazırlıklarının bir parçası olarak çalışmalarını mayıs ayında Antalya’da yaptı ve Türkiye, İrlanda ve Bosna-Hersek’e karşı hazırlık maçları
gerçekleştirildi.

Filipinler, Türkiye’nin Müslüman Mindanao’daki Bangsamoro Özerk Bölgesi (BARMM) için sosyo-ekonomik ve kalkınma programlarına katılımına paralel olarak Güney Filipinler’deki barış sürecine ve özellikle, Bağımsız Silah Bırakma Organı’ndaki liderliği aracılığıyla sunduğu kararlı bağlılığı ve desteği takdir etmektedir.

Filipinler, Türkiye ile ilişkilerini derinleştirme taahhüdü ile Aralık 2019’da Filipin Dış Hizmetler yetkilileriyle Filipinler’in İstanbul Başkonsolosluğu’nu açtı. Böylece, İstanbul’daki Filipinler Başkonsolosluğu, Ankara’daki Büyükelçilik ve İzmir’de Ender Yorgancılar’ın yürüttüğü Fahri Başkonsolosluk’tan oluşan Türkiye’deki Filipinler takımına katıldı.

Sağlam ve yakın ilişkilere sahip olmak için yalnızca devletler arası düzeyde değil, aynı zamanda insandan insana angajmanlar da gerekiyor. Her iki ülke de etkileyici büyüme oranlarıyla pandemiden sonra toparlanma gösteren dinamik ve çeşitlendirilmiş ekonomilere sahip. Türkiye’nin Asya ile ilişkilerini, ekonomik ve ticari iş birliği öncelikleri ile geliştirmeye odaklanan Dışişleri Bakanlığı’nın Yeniden Asya Girişimi’nin öncülüğünde, Türk dostlarımızı daha da Doğu’ya gitmeye ve Filipinler’i görmeye davet ediyoruz.

Filipinler, iç pazarı ve/veya yurt dışındaki kilit pazarları hedefleyen yabancı yatırımlar için birçok fırsat sunmaktadır. 110 milyonluk nüfusu, 26 olan yaş ortalaması ve genişleyen orta sınıfıyla beraber yabancı ürünler de dahil olmak üzere kaliteli ürünlere daha fazla ilgi gösterilmesi nedeniyle Filipinler devasa bir iç pazara sahip. Ülkenin iş ortamı; yakın zamanda onaylanan Kamu Sektörleri Yasası (PSA), Kurumsal Kurtarma ve İşletmeler için Vergi Teşvikleri Yasası (CREATE), Perakende Ticaret Serbestleştirme Yasası’nda yapılan değişiklikler ve Dış Ticaret Yasası, Yabancı Yatırım Yasası gibi önemli ekonomik reformlarla desteklendi. Bu reformlar; telekomünikasyon, denizcilik, hava taşımacılığı, demiryolları ve metrolar gibi sektörlerde yüzde yüz yabancı mülkiyete izin verilmesi de dahil olmak üzere yerel ve yabancı yatırımlar için elverişlidir.

45 milyonluk, yüksek eğitimli ve İngilizce bilen, müşteri odaklı, çok yönlü, mükemmel bir şekilde eğitilebilen, hızlı öğrenme eğrisine sahip, evrensel kültürlere adapte olabilen, üst düzeyde bağlılık ve sadakate sahip bir iş gücümüz var.

Ülkenin önemli küresel pazarlara stratejik erişimi, Filipinler’in Asya-Pasifik’te 15 ulustan oluşan bir ticaret bloğu olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık’a (RCEP) katılımıyla daha güçlü hale gelecek ve küresel değer zinciri üretim ağlarına bölgesel entegrasyonu ile desteklenecektir. Ayrıca Filipinler, birçok ülkeyle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları (STA) ve ABD Genelleştirilmiş Tercihler Planı’na (GSP) ve Avrupa Birliği’nin (AB) GSP Plus’ına (GSP+) dahil edilmesi vasıtasıyla tercihli erişime de sahiptir. Menşe kuralları, bölgesel avantaj sağlayarak Filipinler’i üretim faaliyetleri açısından cazip bir
yer haline getirecek.

Başka ticaret antlaşmaları için de çalışmalar yapılıyor. Bu nedenle, Türk işletmelerini ilaç, elektronik, tekstil ve hazır giyim, yiyecek ve içecek, bakır, BT-iş süreçleri yönetimi, yaratıcı veya bilgiye dayalı hizmetler ve endüstriyel atık işleme gibi sektörlerimizi incelemeye davet ediyoruz.

Demir-çelik endüstrisi, Filipinler’in sanayileşmesi açısından kritik öneme sahip. Hükümet; endüstri bağlantılarını güçlendiren, fiziksel ve dijital bağlantıyı genişleten, yoksulların su temini ve atık yönetimini iyileştiren, toplu taşıma, uygun fiyatlı enerji ve taşkın koruma altyapısını içeren temel hizmetlere erişimi düzenleyen altyapı/inşaat ve iklime dayanıklılık için kamu harcamalarını artırmaya kararlı. Filipinler Ulaştırma Bakanlığı ekim ayında, Metro Manila ve Calamba şehirlerini birbirine bağlayacak, 55 km’lik yeni bir demiryolu olan Güney Banliyö Projesi’nin (SCRP) önemli bir bölümünün inşası için toplam 1,87 milyar ABD Doları değerinde, dört inşaat işi sözleşmesi imzaladı. Bu inşaat işlerinden biri, Kore’den Lotte Engineering & Construction, Türkiye’den Gülermak Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt ve Filipinler’den EEI’nin ortak girişimi olup depo ve 500 km’lik bağlantı yolu inşa edecek. Diğer Türk müteahhitlerin de Build Build More Programı’na dahil olarak Gülermak’ı takip etmelerini arzu ediyoruz.

2024’te, iki ülkenin diplomatik ilişkilerinin 75. yılında, Filipinler ve Türkiye arasındaki iş birliğinin artmasını dört gözle bekliyoruz. Ortak amaçlarımız olan barış, refah ve ilerleme konularını temel alarak ekonomi, savunma, sosyal ve kültürel değişimler alanlarında ülkelerimiz iş birliği içinde olabilir. İlişkilerimizin, önümüzdeki yıllarda genişlemeye ve kapsamlı bir ortaklığa dönüşmeye devam edeceğinden eminiz.

Filipinler, Türkiye’nin Güneydoğu Asya’daki en eski diplomatik ortağıdır. Filipinler ve Türkiye arasındaki dostane ortaklık
devamlı desteklenmektedir.

The Philippines is modern Türkiye’s oldest diplomatic partner in Southeast Asia. The close and friendly partnership between the Philippines and Türkiye is continuously bolstered.


Bölgesel ve uluslararası perspektiften Türkiye’nin rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yüzyıllar boyunca, Asya ve Avrupa’nın kesişme noktasındaki stratejik konumu Türkiye’yi eski dünya coğrafyasının tarihsel gelişiminde önemli bir aktör haline getirmiştir. Bu rol; devletlerin oluşumunda, sınır bölgelerindeki ülkelerin temellerinde, siyasi ve sosyal gelişmelerinde daha belirgindi. Ayrıca Türkiye, kıta ve kıyı-kıta özellikleriyle sekiz komşu ülkeye sahip ve birçok denizle çevrili dünyadaki birkaç ülkeden biridir. Dünyanın bazı zorlu bölgelerinin merkez üssü olmasına rağmen, Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh.” vizyonunu takip eden Türkiye, komşu ülkelerdeki olaylara mantıklı bir yaklaşım içeren bir model oluşturmuştur.

Yüzyıllardır olduğu gibi bugün de Türkiye; kara, hava ve deniz ulaşımı açısından stratejik öneme sahip bir kavşak konumundadır. Komşularının enerji üretimi Türkiye üzerinden aktarılarak, Avrupa’nın taleplerinin büyük bir kısmını karşılamaktadır. Türkiye ayrıca, güçlü ve yetenekli bir orduya sahip. Dünya Bankası verilerine göre, yaklaşık 720 milyar ABD doları GSYİH ile dünyanın 19. en büyük ekonomisidir. Demografik ve ekonomik açılardan Türkiye, uluslararası sahnede vazgeçilmez bir aktör olmaya devam ediyor.

Son yıllarda dünya, Türkiye’nin çevresindeki bölgelerin ötesinde de giderek daha fazla etkileşime girdiğini ve müdahil olduğunu gördü. Ülke, şu anda aktif olarak Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeyi ve iş birliğini genişletmeyi hedefliyor. Geniş diplomatik misyon ağı, üst düzey ziyaretleri, artan ekonomik bağlantıları ve zirvelere veya forumlara katılımıyla Türkiye bu bölgelerde giderek daha görünür hale geliyor. Aynı zamanda, bahsi geçen bölge ülkelerinin Türkiye’de varlığının da arttığını görüyoruz.

Terör, çatışma çözümü ve arabuluculuk, çok taraflılık ve küresel yönetişim, ayrımcılık ve insani yardım gibi acil küresel konularda da Türkiye’nin sesi giderek daha fazla duyulmaktadır. Antalya Diplomasi Forumu’nun bu yıl düzenlenen ikinci toplantısına şimdiden etkileyici sayıda devlet başkanı, bakan ve üst düzey temsilci katıldı. Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna savaşının barışçıl çözümüne yönelik ara buluculuk çalışmaları gibi, dünya çapında barış, refah ve istikrara katkıda bulunma taahhüdünü yansıtan küresel alandaki girişimleri devam etmelidir.

Kişisel olarak savaş, çatışma ve zulümden dolayı ülkelerinden kaçmak zorunda kalan mültecilere sığınma sağlama konusunda köklü bir geleneğe sahip bir Filipinli olarak, Türkiye’nin dört milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapmasına her zaman hayranlığım ve saygım olacak. Bu, Türkiye’nin ve Türk halkının insani ruhunun ve geleneğinin açık bir göstergesi.

Son dönemlerde dünya genelinde vuku bulan rahatsız edici gelişmeler, çatışmalar ve anlaşmazlıklar göz önüne alındığında,
barış konusundaki öngörüleriniz nedir?

Sadece bir milletler topluluğumuz var. Küreselleşen bu dünyada, birimizi etkileyen şey, hepimizi etkiler.

Ülkem Filipinler, hukukun üstünlüğünün devletler arası ilişkilerin kalbi olduğunu sürekli olarak savundu. Hukuka olan inancımızı korumak, birbirimize adil ve eşitlik ruhuyla davranmamızı sağlar. Herkesin uyum içinde yaşamasını sağlamak için güven, saygı, hesap verebilirlik, düzen, farklılıkları ve anlaşmazlıkları çözme araçlarını oluşturmak temel hususlardır.

Ülkem, anlaşmazlıkların kurallara dayalı bir yaklaşımla, barışçıl bir şekilde çözülmesini teşvik etme konusunda kararlıdır. Bu yıl, anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne ilişkin Manila Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesinin 40. yıl dönümü. Diyalog, istişare, müzakere, uzlaştırma, arabuluculuk, tahkim, adli çözüm ve diğer tüm barışçıl çözüm yollarının değeri üzerinde sürekli durulmalı.

100. yılımıza girerken Türkiye halkına mesajınız nedir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılına girerken, ülkeye ve halkına en içten selamlarımı iletiyorum. Büyük devlet adamı ve kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ün barışçıl ve demokratik vizyonu ve mirası, Türk halkı barış, kalkınma ve refah yolunda birlikte yürürken ilham vermeye devam etsin.

Comments are disabled.